– Ölüm nedir?
+ ruhun madde boyutundaki avatarının işlevini yitirmesi durumudur. zira madde boyutunda “zaman” denen bir olgu geçerli olduğu için, orada her şeyin bir sonu vardır. fizik beden dahi ömrünü tamamladıktan sonra unsurlarına ayrışır.
bir misal: pc başında fps oynuyorsunuz. elinizde makineli tüfek ortamlarda geziyor, karşınıza çıkan düşmanları öldürüyorsunuz. derken bir roket düşüyor önünüze ve parça parça oluyorsunuz. o anda ne oldu? elde klavye mouse kalakaldınız değil mi? işte ruh da dünyadaki avatar bedenini kaybedince öyle kalakalıyor.
– ruh, madde boyutundaki avatar bedenini kaybettikten sonra tek başına mı kalıyor?
+ bir açıdan öyle ama tam olarak değil…tıpkı bir bitkinin sonbahar geldiğinde tüm hafızasını ve hasılasını yüklediği tohumunu toprağa bırakması ve sonra da kuruyup gitmesi gibi, fizik bedenimiz de geride bir bakiye bırakıyor.
– fizik bedenden geriye kalan o bakiye nedir?
+ çok kabaca ifade edecek olursak, insan üç katlı bir yapı olarak terkip edilmiştir. en üst kat, nur boyutu ve ruhani alemdir. bir diğer deyimle en üst kat, melekût boyutudur. orta kat, enerjetik boyuttur. en alt kat ise madde boyutudur.
daha önce de belirtildiği üzere, madde boyutundaki her varlığın mutlaka sonu vardır. enerji boyutunda ise bu kanun yine büyük ölçüde geçerlidir. ruh boyutunda ise geçersizdir. ruh boyutu varlıkları yok olmazlar.
fizik bedenimiz öldüğünde, onunla birlikte enerjetik yapılar da sönüp giderler. ancak fizik bedenimizin kuyruk sokumu kemiğine denk gelen mevkide bir enerji yapılı varlık bulunur ki, işte ona zeval gelmez.
doğu mistiklerince kundalini adı verilen varlıktır ki, yılan ile sembolize edilir. gılgamış destanında ölümsüzlük otunu yiyen yılan işte budur(yorumlamayı bilen için efsaneler büyük hikmetler barındırır). bu varlık yaşarken de bizim nükleer enerji santralimiz gibidir. hayatiyet enerjimiz buradan kaynaklanır.
bedenimizin özü ve çekirdeği hükmünde olan o varlık, başka bir ortamda filizlenme ve yeni ortamın unsurlarından tekrar beden olma yetisine sahiptir. zira onda muazzam seviyelerde hayatiyet enerjisi gizlidir. allah ona böyle bir özellik vermiştir. ancak yeni ortamda bedenlendiğinde dünyada elde ettiği şuur seviyesine göre yapar bu işi. gücü ve imkanları da ona göre olur.
gerek ruhen gerekse bedenen yüksek şuur seviyesine ulaşan kimseler yeni ortamın adeta süperman’i olurlar. düşük şuurda kalanlar ise yeni ortamın güçlerine karşı zayıf ve çaresizdirler.
böylece ruh yeni bir boyutta, yeni boyutun materyalinden kendine bir avatar beden edinmiş olur. ( haşr bahsi)
bu meselenin daha da ötesi var ama o kısım kalsın şimdilik…
not: ölüm büyük bir nimettir. zira dünya cehennemden bir şubedir. binbir türlü acının, çilenin, zulmün mevcut olduğu bir boyutta ebedi yaşamayı istemek ancak yüzeysel düşüncenin ürünü olabilir. buradan alacağını alıp, küpünü doldurup gitmek lazım.
bu yazıya ithafen avatar fiminin linki aşağıda:
