Zikir (Titreşim Frekansı)Sahabe-i Kiram - 4 Halife - Ehl-i Beyt

Bütün Günahları Sildiren Zikir

Orada bahsedilen zikir, “sübhanallahi ve bihamdihi, sübhanallahil azıym” cümlesidir.

sübhanallah, “allah’ım sen tüm eksiklik ve kusurlardan berisin” demektir.

bir kul allah’ı tüm eksiklik ve kusurlardan uzak bilir ve bu idrakın yaşantısına ulaşabilirse, o zaman allah ona tenzihiyet nuru ile tecelli eder; yani o kimsenin altbeyni tenzihiyet nurlarının istilasına uğrar. elbette o nurun istilası ile altbeynin tüm karanlıkları imha olur ve titreşim frekansı yükselmeye başlar.

olayın teknik kısmı ve işleyiş mekanizması bu şekildedir. ancak asıl sorunumuz şudur ki, hadis-i şerifte belirtilen bu tesbihi yapan herkes sözü edilen ödüle kavuşabilir mi?

cevap hayırdır.

+ ama isnetus peygamber efendimiz aynen o şekilde söylemiş; sen nasıl aksini iddia edersin?

– peygamber efendimiz o sözü ve müjdeyi sahabesine söylemiştir. tüm sahabe peygamber efendimizden yansıma yoluyla elde ettikleri nübüvvet nuruna sahiptirler. herhangi bir zikirle o nuru harekete geçirdiklerinde istedikleri sonucu alırlar. peki sen nübüvvet nuruna sahip misin? değilsin…o nedenle yaptığın zikrin kazancı pek az olacaktır. sahabe ile kıyaslanman da asla mümkün olamayacaktır. sahabenin bir kez sübhanallah demekle elde ettiği nuru, sen akşama kadar söylesen yine elde edemezsin. hatta o zikrin nur tecellisine kavuşman senin için çok uzak bir ihtimaldir.

+ ama isnetus hocalar niye öyle söylüyor?

– çünkü onlar ne nübüvvet ne de velayet nurlarını bilmezler. bilselerdi öyle söyleyemezlerdi. zaten hiçbirinin de başı arşa değmiş gibi durmuyor değil mi?

şu sübhaneke zikir videosunu ekleyelim de günün anlam ve önemine uygun olsun:

isnetus 29.01.2022 16:14 ~ 16:56

İsnet.us

Bir ekşi sözlük yazarı olan “isnetus”, ağırlıklı olarak tasavvuf, tarih, siyaset bilimi alanlarına ilgi duyar. Ekşi sözlük ve bu blog haricinde başka bir yerde yazmamaktadır; instagram, twitter ve facebook hesabı da yoktur. Ona, isnetus@yahoo.com adresinden ulaşabilirsiniz. Bununla birlikte Ekşi'de paylaştığı bazı yazılarını https://isnetus.wordpress.com/ adlı sitesinde paylaşarak takipçilerinin yorum ve ilgili konu hakkındaki değerlendirmelerini paylaşabildiği ve farklı açılardaki tefekkürlerini sunup fikir alışverişinde bulunabildikleri bir blogu da mevcuttur.

İlgili Makaleler

6 Yorum

  1. Selamünaleyküm. İsnetus farklı entrylerde farklı zikir ve salavat tavsiyelerinde bulunmuştu. Genel olarak bakıldığında günde yüzer adet olmak üzere estağfirullah, la havle ve salavatın (Allahümme salli ala Muhammed) asgari olması gerektiği anlaşılıyor. Acaba bunlara örneğin İmam Rabbani’nin de özel tavsiyesi olan (yazıdaki gibi) zikri eklemek faydalı olabilir mi, yoksa asıl olan üçünü arttırmak mı daha isabetli olur?

  2. As,
    Her ilaç her bünyeye olmaz. Her kalbin hastalığı farklı. Ehli bunu tespit edip ona göre belirli sayılarda zikir telkininde bulunur.
    Salavat ve la havle zikri nübüvvet bayrağı altında olduğu için herhangi bir telkin olmaksızın dilendiği ölçüde – belirli ölçüde ama sürekli- yapılmasında sorun olmadığı belirtilirken, diğer zikirlerin ise kalp aynasını temizlemiş bir insan-ı kamilin telkiniyle yapılası öneriliyor.

    Asgari ölçüde yapılması gereken zikirler ”başarıyla oluşturulmuş koruma alanını güncel tutmak için”dir. Amaç altbeyinde oluşan ahengi _elektromanyetik alanı güncel tutmak. Telkin ile verilen zikirler zaten sayısı ile ya da serbest olarak verilir.

    İmam-ı Rabbani hazretlerinin bir mektubunda İnsan-ı Kamil’in verdiği zikri yapmanın kendi kendine yapılan zikirlerden daha önemli olduğunu, yolun başındakilerin bütün gayretleriyle bu zikre sarılmaları gerektiğini okumuştum. Şimdi hangisi olduğunu hatırlamıyorum.

    Aşağıdaki makalede İsnetus bu konulara değinmiş;

    https://www.isnet.us/zikir-6.html

    Zikir ile ilgili İsnetus makalelerin tamamına aşağıdaki etiketten ulaşabilirsiniz;

    https://www.isnet.us/tag/zikir

    Not: Siteye yöneltilen sorulara ilişkin cevaplar bizzat İsnetus tarafından değil, site yönetimi tarafından yanıtlanmaktadır.

    1. Yanıtınız için teşekkür ederim. Paylaştığınız yazıda İsnetus ilgili ayetin kısık sesle, en fazla kişinini kendi duyacağı kadar bir sesle okunması gerektiğini ifade etmiş. Anlaşıldığı kadarıyla la havle, istiğfar ve salavat için bu durum söz konusu değil, sesin konuşma tonunda olması daha isabetli oluyor. Söz konusu farklılık bu üç kelimenin nübüvvet kapsamında olmasından mı kaynaklanmaktadır yoksa söz konusu zikrin doğrudan ayet olmasından mı yahut bir başka sebebi var mıdır?

      1. Alakası yok, kalpte zamanla taşlaşmış, kabuk bağlamış bölgelere daha iyi tesir edebilmesi için.
        Asfalt zemini delme makinası misali.. Zikir başlığındaki makalelerden ayrıntılarına ulaşabilirsiniz hepsi makalelerde yer almakta.

        Not: Siteye yöneltilen sorulara ilişkin cevaplar bizzat İsnetus tarafından değil, site yönetimi tarafından yanıtlanmaktadır.

        1. Cevabınız için teşekkür ederim. Tam olarak ifade edememişim, kusura bakmayın. İsnetus zikrin konuşma tonunda okunmasının daha tesirli olduğunu ifade etmişti dediğiniz gibi. (https://www.isnet.us/zikir-6.html) Bu başlıkta ise söz konusu zikrin sessizce veya en fazla kişinin kendi kulağının duyabileceği şekilde çekilmesi gerektiği ifade edilmiş, bu farklılığın sebebini sormak istemiştim.

          1. Her tedavi aynı şekilde uygulanmaz. Şurubu içeriz, hapı yutarız, başka bir şeyi ezip yemekle karıştırırız vb.

            Önemli olan İnsan-ı Kamil’in söylediği şekilde uygulamak. Doktor ilaç verdiğinde tedavi şeklini de belirtir. Ama doktora ”neden merhemi sürüyorum da içmiyorum” demeyiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu