Kuran’da anlatılan tüm kıssalar olup bitmiş, geçmişe ait hikayeler değildir. bütün manalar el an ve hâlihazırda geçerlidir, yürürlüktedir.
elbette makro ölçekte Hz. Adem’in hadisesi vuku bulmuş bir gerçekliktir. ancak hepimiz bu cennetten düşüş vakasını en az bir kez kendi hayatlarımızda deneyimledik.
insanın tekamülü hep 7 rakamının devridaimine endekslidir. çocuk 7 yaşını doldurduğunda gelişimde ilk basamağa ulaşmış olur. ikinci 7’de ise buluğ çağına girer.
“doğrusu sana; biz, tekrarlanan yediyi ve şu kur’an’ı verdik”(hicr/87)
büluğ çağına girmesi ile nefs/yılan uyanır ve onu cennetten düşürür. hani hep deriz “artık hiçbir şeyin tadı kalmadı, her şey suni, çocukluğumuzda yediğimiz meyveden, içtiğimiz gazozdan aldığımız tadı artık alamıyoruz”
aslında çocukluğumuzda yakaladığımız o tadı tekrar elde etmek mümkün. ancak bunun için nefs yılanını ezmeli ve tekrar cennet yaşantısına, nurani aleme dönmemiz gereklidir. başka türlüsü asla mümkün değildir.
nefsin ezilmesiyle beraber kalp inkişaf eder ve onun hassas duyguları açığa çıkar. böyle bir kimse müthiş biz hazza ve huzura kavuşur. sadece bir meyvenin tadından ve aromasından aldığı lezzeti diğer insanlar bütün ömürlerince alamazlar.
dervişler cennete dönmeyi başarmış insanlardır. ama hemen onlara imrenmeyin çünkü onları ikinci büluğ çağını yaşamak ve ikinci kez cennetten kovulmak azabı beklemektedir. bu kimseler yaptıkları tasavvufi çalışmalar ile nurani âleme geçmeyi başarmışlardır. ancak bu dönem uzun sürmez. elde ettikleri nurani tecellinin(mehdinin çıkması) bir imtihanı halinde, deccalle karşı karşıya gelirler.
bir çocuğun büluğ çağına girmesiyle aktive olan nefs/yılan, dervişte korkunç bir ölçekte zuhur eder. büyük ejderhanın uyanışıdır bu, deccalın çıkışıdır. mehdi(nur tecellisi) ile deccal(karanlık efendi, büyük yılan) arasında kuralsız ve ölümüne bir savaş başlar.
http://isnetus.wordpress.com/…08/29/deccalin-esegi/