Din, Evrensel Düzen ve Sünetullahİdeoloji

Din Bir Nevroz Mudur

Özüne yabancılaşmış, özünden kopmuş, özü ile arasına binlerce perde girmiş bilinç…

madde ve tabiat mertebesine reddedilmiş…

bu vahşi dünyada tek başına, yapayalnız…

korku, kaygı ve endişe içinde…

iç gerilimi yüksek…

ilacı özüne dönmek…ama o işin yolunu yordamını gösterecek, eğitimini verecek nerede? ara ki bulasın…

sahte çözüm ise içki, uyuşturucu vs. kullanmak ve bir sürüye(partiye, cemaate, derneğe, topluluğa, orduya, polise, belirli çevrelere) dahil olmak…

içki, uyuşturucu ve benzerleri kişinin iç gerilimini düşürerek rahatlatırken, sürüye katılmak da güvenlik endişelerini bir nebze gidererek kişiyi teskin ediyor. ancak bunlar hep geçici ve sahte çözümler…verdikleri rahatlık hem kişiyi gerçek çözüm yolunda harekete geçmekten alıkoyuyor, hem de madde ve tabiat bataklığına iyice gömülmesine neden oluyor.

diğer yandan sürü veya komünite ideoloji demektir. insanlarda bu yapılar belirli fikirler ve inançlar çevresinde örülür; diğerlerinden ayırt edilir…

kişi fiziksel olarak sürüye dahilken, bilinç olarak da sürünün ideolojisine bağlıdır. kişideki iç gerilim ne kadar yüksek ise veya bir diğer tabirle nevrozu ne kadar şiddetli ise, ideolojisine bağlılığı da o kadar şedittir.

dini grupların bu noktada ayrıcalığı olduğunu sanmayalım. onların din dediği şey, hakikat ehlinin sözlerinden derlenmiş ve inşa edilmiş bir ideolojiden ibarettir. dinin kendisi ise çok başkadır. o altbeynin(kalbin) yaşantısı ve deneyimidir.

ister din görünümlü sürüler isterse de sair sürüler olsun, bunların üyelerinin hemen hemen tamamı ömrünü bu nevroz içinde geçirir ve hitama erdirir.

kişideki nevrozun derecesini ondaki saldırganlık ve yırtıcılık derecesinden ölçebiliriz. ona buna sataşan, kendi ideolojisi ve güya doğruları adına eleştiren, kin ve nefret güden, söven sayan kimseler fiillerinin yoğunluğu miktarınca hasta ve nevrotiktirler. bunlara sorsanız o kötü fiilleri için size çok güzel gerekçeler sunabilirler ve zekaları miktarınca da rasyonalize edebilirler. ancak onların yüzeysel sözlerine itibar edilmez.

din görünümlü grupların nevrotikleri bu noktada müstesnadırlar. içlerindeki gerilimi başkalarına saldırganlık şeklinde yansıtırken bunu ayetlerle, hadislerle, sahabelerden misallerle ambalajlarlar; kafir, münafık, fasık vs. diye de devam ederler…

yaşlılık veya başka nedenlerle kişideki iç gerilim azalır ve nevrozunun şiddetinde düşme olursa, ondaki ideolojiye bağlılık, militanlık ve fanatizm de azalır(hatta dindarın(!) dindarlığı da azalır).

eğer kişi hakikat ehlini bulur ve nevrozunu veya bilinç çarpıklığını veya eski deyimle kalp hastalığını tedavi ettirirse, işte o zaman ondaki negatif din, ideolojik din veya nevrotik din ölür. kişideki iç gerilim sıfıra inince(fena), o negatif enerji ile şarj olan din de ölecektir elbette. ancak bu noktadan sonra skalanın pozitif tarafına geçen kişinin dini tekrar şarj olmaya başlayacaktır; ama bu sefer pozitif enerji ile…böyle bir kimsede saldırganlık, yırtıcılık, yalancılık ve sair negatif sıfatlar yok olmuştur. kalbinde allah’a ve onun tüm mahlukatına karşı da sevgi ve şefkatten başka bir şey kalmamıştır.

isnetus 02.04.2024 07:22 ~ 11:40

İsnet.us

Bir ekşi sözlük yazarı olan “isnetus”, ağırlıklı olarak tasavvuf, tarih, siyaset bilimi alanlarına ilgi duyar. Ekşi sözlük ve bu blog haricinde başka bir yerde yazmamaktadır; instagram, twitter ve facebook hesabı da yoktur. Ona, isnetus@yahoo.com adresinden ulaşabilirsiniz. Bununla birlikte Ekşi'de paylaştığı bazı yazılarını https://isnetus.wordpress.com/ adlı sitesinde paylaşarak takipçilerinin yorum ve ilgili konu hakkındaki değerlendirmelerini paylaşabildiği ve farklı açılardaki tefekkürlerini sunup fikir alışverişinde bulunabildikleri bir blogu da mevcuttur.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu