Din, Evrensel Düzen ve Sünetullah

Kötü İnsanlara İlahi Adaletin İşlememesi

İçinde yaşadığımız evrende otomatik çalışan bir ödeme-dengeleme mekanizması sürekli faal haldedir.

bırakın insan gibi yüksek bilinçli bir canlıyı, sair mahlukat dahi fillerinin sonuçlarıyla el an karşılaşmaktadır. esasen hepimiz ahiretimizi yüklenmiş durumdayız ve onu sürekli üretiyoruz; çünkü dünyada iken sahip olduğumuz bilinç bedenimiz, ölüm ötesinde fizik bedenimiz olacaktır. ahirette ayrıca bir şey olmuyor. olan biten her şey şu anda gerçekleşiyor…ahirette sadece bilinç yapılar, fizik yapılar olarak görünür oluyor. hepsi o kadar.

emmare dediğimiz bilincin en düşük seviyesinde ikamet eden ve ego kaydında kalmış insanlar daima kendilerini haklı, başkalarını ise haksız görürler. suçu, kabahati asla üzerlerine almazlar. onlara göre hep başkaları haksızdır. kendileri ise hep sütten çıkmış ak kaşıktır. suçunu kabul etse, kesinlikle onda bile başka bir çıkar gözetiyordur. o nedenle aslında suçunu kabul etmiş sayılmaz.

bir emmarenin adaletten anladığı da kendi çıkarına(veya egosuna iliştirdiği yakınlarına) zarar verenin, kendi aleyhine iş yapanın, onun canını sıkanın derhal perişan olması, hayatının kararmasıdır. eğer böyle bir sonuç göremiyorsa, “ilahi adalet diye bir şey yok” diye feveran etmeye başlar.

çünkü tanrı bir emmareye hizmetle yükümlüdür. o hizmetçi tanrı veya emre amade tanrı inancına sahiptir. elbette ilahi adalet de emmarenin ihtiyaçlarını gidermek üzere vardır. istediği olmuyorsa, tanrı adaletini de alıp gidebilir. kendisine faydası olmayan tanrıyı da adaletini de ne yapsın emmare…(hatta emmare bu noktada lisan-ı hali ile okkalı bir küfür savurur).

aslında ilahi adalet mekanizması mükemmelen çalışmaktadır. emmareye dahi kendi düşük bilincinin ve ego kaydındaki hayatının karşılığını(cehennem ateşini) tattırmaktadır. emmarede ilahi adaleti görecek göz yoktur. ego, cehennemin çekirdeği ve özüdür.

insanlardan bazıları vardır ki, içindeki pozitif kutbu tamamen yok etmiştir. bunlar emmareye bile rahmet okuturlar. artık onlarda iyiye ve güzele dair bir istidat kalmamıştır. işte bu adamlar tamamen negatif enerji ile beslenen, güçlenen varlıklara yani şeytanlara dönüşmüşlerdir. bunlar ne kadar zulüm ve şer iş yapsalar, insanların ahını alsalar o kadar güçlenirler.

zira ne kadar çok karanlık enerji tahsil ederlerse, karanlık yüzde o kadar rütbe kazanırlar. halbuki normal bir insan bunların yaptığının milyonda birini şaşırıp yapsa, ürettiği karanlık enerji başına çeşit çeşit bela ve musibet olarak yağardı. ancak düpedüz bir şeytan olmuş kimse için bu söz konusu olamaz. onlar karanlık işler yaptıkça yükselirler; refahları artar. onlar kendi elleri ile nuru, nar karşılığı satmışlardır ve nurdan ebediyen perdeli yaşamayı kabul etmişlerdir.

ancak tayfayı dahi başıboş sanmayınız. bunlar dahi hikmet çerçevesinde iş görürler. ilahi hikmet onlara cehennem köpekliği vazifesini vermiştir. hak edenin üzerine salınırlar.

İsnet.us

Bir ekşi sözlük yazarı olan “isnetus”, ağırlıklı olarak tasavvuf, tarih, siyaset bilimi alanlarına ilgi duyar. Ekşi sözlük ve bu blog haricinde başka bir yerde yazmamaktadır; instagram, twitter ve facebook hesabı da yoktur. Ona, isnetus@yahoo.com adresinden ulaşabilirsiniz. Bununla birlikte Ekşi'de paylaştığı bazı yazılarını https://isnetus.wordpress.com/ adlı sitesinde paylaşarak takipçilerinin yorum ve ilgili konu hakkındaki değerlendirmelerini paylaşabildiği ve farklı açılardaki tefekkürlerini sunup fikir alışverişinde bulunabildikleri bir blogu da mevcuttur.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu