Antik Kentleri Gezerken Duyulan His
Öğrencilik dönemimde anadolu medeniyetleri müzesine gitmiştim. evet o olağanüstü hissi ben de yaşadım orada. nefesim kesildi sanki ve büyülenmiş gibi kalakaldım.
o hissi tarif etmeye çalışmayacağım; çünkü kelimelere dökmek pek mümkün değil. ancak o hissiyatı herkes az çok bilir; çünkü hayatının bir döneminde bir vesile ile tatmıştır mutlaka.
daha sonra ilk fırsatta tekrar gittim o müzeye; tekrar o hissi yaşamaktı amacım tabii ki. ne yazık ki mümkün olmadı. artık o hislerin yerinde yeller esiyordu. ikinci ziyaretimde sadece çanak çömleklere göz gezdirip hayal kırıklığı ile geri dönmüştüm.
neydi o his ve ikinci sefer niçin o hissi tadamamıştım. uzun yıllar kafamın bir köşesinde dolandı durdu o soru ve nihayet bir gün cevap düştü kalbime.
elbette allah’ın zatını görmemiz mümkün değildir; ancak onun esmasının tezahürlerini, eğer gafletten sıyrılabilirsek, her yerde her zaman deneyimleme şansına sahibiz.
bir ağaçta, bir kuşta, esen rüzgar yaprakları hışırdatırken, güzel/yakışıklı bir insan gördüğümüzde(sadece ilk nazar için geçerli bu durum), tarihi eserlerde, birden bire rast geldiğimiz doğa veya deniz manzarasında vs…
o anın en önemli göstergesi nefesin kesilmesidir. evet kelimenin gerçek anlamıyla nefesimiz kesilir. nefes alıp verme işlemi bir anlığına duraksar ve biz “an”a kilitlenir kalırız. işte o an içinde bir nevi hakkı müşahede ederiz. bu bize olağanüstü bir deneyim yaşatır. o hissiyatın tadını alan kişi, bilerek bilmeyerek bir ömür hep o hali arar durur.
bu deneyimi yaşamanın yegane şartı, bir anlığına dahi olsa zaman ve mekandan kopmak, her şeyi geride bırakmak ve normalde insanı kaplayan o uğursuz kanıksamışlık ve gaflet toprağından silkinebilmektir. her ne vesile ile olursa olsun, bu başarıldığında kalbimiz bir anlığına da olsa o muazzam hissin istilası altına girecek ve hakkı müşahedeye geçecektir.
bir kısım tasavvuf ehli vardır ki, uzun yıllar çalışarak(murakabe yöntemi) sıradan insanların güç bela ve de bir anlığına ulaşabildiği o hali, daimi kılmayı hedeflemiştir. hedefin büyüklüğüne bakar mısınız? elbette o hali daimi hale getiren kutlu kişi, gerçekten büyük iş başarmıştır ve şüphesiz dünya ölçeğinde de olsa cennet nimetlerini tadar hale gelmiştir.