Şeytan

İblis

Azrail hakkındaki entry’deki(bkz: azrail’i dövmek/#129762318) “kabzedici kuvvet” yerine “saptırıcı kuvvet”, “azrail” yerine de “iblis” kelimelerini koyarsak, yazı yine aynen geçerli olacaktır.

iblis bir tane olduğu halde hepimizin varlık aynasına kendisini yansıtmakta ve böylece saptırma işlevini kusursuz bir şekilde evrensel ölçekte yerine getirmektedir.

ancak iblis’in bizdeki tecellisi(belirimi) ile meleki kuvvetlerin tecellisi ters orantılıdır. yani bir kimse bilinç olarak ne kadar düşük mertebede ise, o kimsede meleki güçlerin açığa çıkışı o derece azken, iblis’in tecellisi maksimize durumdadır. bilinç yükseldikçe de iblis’in tecellisi azalır ama meleki güçlerin belirimi artar.

bir kimse kendindeki şek, şüphe, obsesyon, vesvese, karamsarlık, bozuk düşünceler vs. gibi negatifliklerin miktarından iblis’in kendindeki gücünü anlayabilir. iblis’in belirimi azaldıkça o kimsede şüphe, tereddür, vesvese oranları azalmaya yüz tutar.

esasen iblis bir merkezkaç kuvveti ve ikilik bilincidir. tüm varoluşa da bu ikilik bilincini neşreder. zira iblis secde etmeyi reddetmekle “ben bağımsız ve ayrıca bir varlığım” demiş olmaktadır. secde etmek ise kişinin benliğini hiç mesabesine indirip, bağımlı bir varlık olması demektir. “allah’ım mülk senindir, güç senindir, hüküm senindir, irade senindir; ben de senin emrinde köleyim” demektir. kölenin kendi iradesi olmaz(meselenin mahiyeti iyi anlaşılsın diye kasten böyle egoya dokunduracak şekilde ifade ettim).

diğer yandan tıpkı azrail’in dövülmesi gibi iblis’i dövmek, yaralamak ve ona envai çeşit işkenceler yapmak mümkündür. namaz, kuran, zikir ve bilinci yükseltici her türlü ilim ve tefekkür faaliyeti, varlık aynamızdaki iblis’in tecellisine büyük zararlar verir; belirimini azaltır, küçültür ve yıpratır. bunların alem-i misale veya rüyalar alemine yansıması ise dövmek ve işkence etmek suretindedir.

“…peygamber efendimiz konuyu değiştirdi ve iblis’e başka bir sual sordu:

– “peki ümmetim namaza kalkınca, senin halin nice olur?”

– ya Muhammed, beni bir sıtma tutar, titrerim.

– “neden böyle olursun, ya laîn?..”

– çünkü bir kul Allah için secde edince, bir derece yükselir.

– “peki ya oruç tuttukları zaman nasıl olursun?”

– o zaman da bağlanırım; taa onlar iftar edinceye kadar.

– “peki ya hac yaptıkları zaman nasıl olursun?”

– o zaman da çıldırırım.

– “peki ya kuran okudukları zaman nasıl olursun?”

– o zaman da eririm; tıpkı ateşte eriyen bir kurşun gibi eririm.

– “peki ya sadaka verdikleri zaman halin nasıldır?”

– o zaman halim pek yaman olur. sanki sadaka veren eline bir testere alır ve beni ikiye keser”
(muhyiddin-i arabi’nin şeytanın hileleri adlı eserinden alıntıdır bu kısım)

İsnet.us

Bir ekşi sözlük yazarı olan “isnetus”, ağırlıklı olarak tasavvuf, tarih, siyaset bilimi alanlarına ilgi duyar. Ekşi sözlük ve bu blog haricinde başka bir yerde yazmamaktadır; instagram, twitter ve facebook hesabı da yoktur. Ona, isnetus@yahoo.com adresinden ulaşabilirsiniz. Bununla birlikte Ekşi'de paylaştığı bazı yazılarını https://isnetus.wordpress.com/ adlı sitesinde paylaşarak takipçilerinin yorum ve ilgili konu hakkındaki değerlendirmelerini paylaşabildiği ve farklı açılardaki tefekkürlerini sunup fikir alışverişinde bulunabildikleri bir blogu da mevcuttur.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu