Anlayışta YenilikHakikatRabb

Tanrının Acımasız Olduğu Gerçeği

Gerçekte “mutlak varlık” ve “mutlak şuur” için bir şey söylenemez; herhangi bir hüküm verilemez.

peki biz bu gerçekliğe rağmen niçin “tanrı” diye üst ve müteal(aşkın)bir varlıktan bahsediyoruz?

çünkü bizim soyutlama yeteneğimiz bu kadarına el veriyor. daha ötesine geçebilecek bir bilinç yapısına sahip değiliz. yine aynı nedenle “tanrı vardır” diyoruz; çünkü vardır demek, yoktur demekten daha uygun olmaktadır. insan sözü edilen aşkın gerçekliği azami tenzih etmeli ve gücünün yettiği en üst noktaya yerleştirmelidir. herkes ancak kendi seviyesi kadar sorumludur.

o yüzden ortaçağ insanının mutlak şuuru gökteki tahtına kurulmuş insansı süper bir varlık olarak tahayyül etmesi kınanamaz; çünkü onun soyutlama kabiliyeti bu kadardı ve onu da yaptı.

diğer yandan işin daha ilginci şudur: insanlar arasında çok özel bazı kimseler vardır ki, bunlar doğuştan hakikate ulaşmaya programlıdır. bu zatlar hakikat mertebesine çıktıklarında, hakikati kendi beklentileri doğrultusunda görürler. hakikat onlara tam olarak onların anladığı dilden konuşur ve kabul edebileceği şekilde görünür.

bu zatlar kendi toplumların döndüklerinde bu gerçek iyice belirginleşir. mesela mutlak varlık israiloğullarına hz. musa aracılığı ile hitap ederken, tam da o toplumun seviyesinden ve anlayacağı dilden konuşmuştur; adeta öfkeli, sert, celalli bir kabile şefi gibi…

demem o ki, mutlak varlığı bilmek istiyorsak onun dönemsel olarak büründüğü kisvelere, konuştuğu dil ve üsluplara takılmamamız gerekmektedir. hz. musa’nın çobanı o’nu, “tanrım, beni ziyaret edersen saçlarını tararım, dizime yatırıp bitlerini kırarım, sana taze sağılmış süt içiririm” diye çağırmamış mıydı? o çobanı dahi kınamamız mümkün değildir. zira o abuk sabuk sözlere rağmen, çoban kalben(altbeyin olarak) mutlak varlığa yakındı.

biz şimdiki aklımızla hz. musa’nın çobanına gülüyoruz değil mi? oysa büyük bir yanılgı içindeyiz. bizim şu anki nispeten gelişmiş soyutlama kabiliyetimiz ile ulaştığımız tanrı tahayyülünün dahi gerçekte o çobanınkinden hiçbir farkı yoktur. zira sonsuz karşısında herhangi bir miktarın ve sayı değerinin hükmü yoktur; sayı bölü sonsuz hep sıfırdır. işte bu nedenle hz. ebu bekir, “anlayamayacağını anlamak, anlamaktır” demiştir.

diğer yandan, varoluş denen sistem mutlak bir denge ve adalet üzere işlemektedir. kimseye zerre kadar haksızlık ve kötülük yapılmaz. zira mutlak varlık için adaletsizlik, zulüm imkansızdır. suç işleyenin cezaya çarptırılması ise son derece doğaldır; aynı zamanda merhamet ve şefkatin gereğidir; suçlunun terbiye olması ve bilinç tıkanıklığından kurtulabilmesi içindir. eskilerin deyimiyle: “nush(öğüt) ile uslanmayanı etmeli tekdir(uyarı), tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir”.

evet sistemin nasıl bir adalet üzere işlediğini bir ölçüde anlatabiliriz. ancak sözün sonu yoktur ve çeşitli izahların insana tam bir tatmin vermesi mümkün değildir. eğer hakikat ehlinin tavsiyelerini tutup altbeynimizi(kalbimizi) geliştirebilirsek, altbeynin frekansını yükseltebilirsek, kendimiz bizzat o adalete şahit olacağız, adeta görür gibi olacağız. aynı zamanda mutlak varlığın sonsuz merhamet ve şefkatini de hissedeceğiz.

son söz: peygamberin yap dediklerini yaparsan, altbeynin frekansı yükselir ve algıların açılır. yapma dediklerini yaparsan, frekansı düşer ve algı skalasında dar bir alana hapsolursun. dolayısıyla evrensel hakikatleri hissedemez hale gelirsin. bu da seni inkara götürür.

isnetus 10.08.2022 08:35 ~ 10:13

İsnet.us

Bir ekşi sözlük yazarı olan “isnetus”, ağırlıklı olarak tasavvuf, tarih, siyaset bilimi alanlarına ilgi duyar. Ekşi sözlük ve bu blog haricinde başka bir yerde yazmamaktadır; instagram, twitter ve facebook hesabı da yoktur. Ona, isnetus@yahoo.com adresinden ulaşabilirsiniz. Bununla birlikte Ekşi'de paylaştığı bazı yazılarını https://isnetus.wordpress.com/ adlı sitesinde paylaşarak takipçilerinin yorum ve ilgili konu hakkındaki değerlendirmelerini paylaşabildiği ve farklı açılardaki tefekkürlerini sunup fikir alışverişinde bulunabildikleri bir blogu da mevcuttur.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu