Dinlilerden Bilim Adamı Çıkmama Sebebi
Düşünmek anlayışın(fehm) olmamasıdır. anlamadığın için düşünüyorsun. anlayış geldiğinde düşünce yok olur. bu kör bir adamın yolunu el yordamı ile bulması gibidir; gözlerin varken ellerini kullanmazsın, onu görürsün. anlamak gözlere sahip olmak gibidir; görürsün ellerinle aramazsın. düşünmek ellerinle aramaktır; neyin ne olduğunu bilmemektir. düşünmeye, tahmin etmeye devam edersin.
düşünce sana doğru cevabı veremez çünkü düşünce sadece bilineni tekrar edebilir. düşüncenin bilinmeyen hakkında bir görüşü yoktur. hiç bilinmeyen hakkında düşünmeyi denedin mi? onun hakkında nasıl düşüneceksin? sadece halihazırda bildiğin şeyler hakkında düşünebilirsin; o tekrardır. onun hakkında tekrar tekrar düşünmeye devam edebilirsin, eski düşünceler hakkında yeni kombinasyonlar yapabilirsin ama gerçekte yeni bir şey ortaya koyamazsın.
anlayış tazedir, yenidir. onun geçmişle hiçbir ilgisi yoktur. anlayış şimdi ve buradadır. o gerçeğe ilişkin bir kavrayıştır.
düşüncede sorular ve sorular vardır; cevaplar yoktur. bazen bir cevap bulmuş gibi hissetsen bile bu sadece insanın şu ya da bu şekilde karar vermek zorunda kalmasındandır. o gerçekten cevap değildir ama eyleme geçmek için karar vermek zorundasın, o yüzden de bazı cevaplara tutunmak gerekir. ve şayet cevabına derinlemesine bakacak olursan, onun içinden bin bir tane sorunun yükseldiğini göreceksin.
anlayışın hiç sorusu yoktur ama sadece cevapları vardır çünkü onun gözleri vardır.
-osho’dan alıntıdır-
not: din orijini itibariyle bir dogma, fikir, şu bu değildir. din varoluşa katılmaktan doğan canlı bir yaşantıdır. bu yaşantıya dahil olan “bütün”ün bilgisine, irfanına kavuşur. insanı bu birliğe götüren usule ise tefekkür/murakabe denilir.
batıda zuhur eden her yeniliğin de kaynağı aynıdır. yalnız onların irfanı ruhun karanlık yüzüne aittir. karanlık yüzde eser görünür ama müessir görünmez. resim görünür ama ressam görünmez, o yüzden tek gözlüdür. şu meşhur “tek göz”…