21. Yüzyıl İslam AnlayışıDiyalektikŞuur (Nefs) Mertebeleri

Döngü

Hadislerin Anlaşılması Üzerine

Malumunuz üzere ortalığı hadis inkarcıları kaplamış durumdadır.

hatta işin garip tarafı ateistim diyenler dahi onlara destek vermektedirler.

şıracının şahidi elbette bozacı olacaktır.

elbette körler ve sağırlar, birbirlerini ağırlayacaktır.

hadis inkarcılığı, her hadis-i şerifin ancak bağlamı içine bir anlama sahip olduğundan ve o bağlamın da ancak hakikat ehli tarafından tespit edilebileceğinden habersiz olmaktan kaynaklanmaktadır.

kısacası sen hadis falan okuma dostum. onlar senin için değil zaten. onlar ancak sistem kurucusu olan hakikat ehli için veritabanı hükmündedir. senin görevin sistem kurucusuna tâbî olmaktan ibarettir.

mesela peygamber efendimiz ahir zaman hadiselerine dair bize pek çok bilgiler vermiştir. şimdi inkarcılara set olması amacıyla bir parça bu konuyu ele alalım:

gerek insan bilinci gerekse toplumsal/kolektif bilincin iki boyutlu düzlemde diyalektik olarak ilerlediğini görürüz. ancak üçüncü boyutu da algılayabilir hale gelirsek, diyalektik işleyişin aslında helezonik bir yükseliş olduğunu fark ederiz.

işte tam da bu nedenle, hem tarihin hem de insan bilincinin ilerleyişinde döngüsellik vardır. evet tarih bir yönden tekrarlanan döngülerden ibarettir; ama diğer yönden de her döngü birbirinden farklıdır; tıpkı helezondaki gibi. arada yükselen frekans veya yükselen devir farkı vardır.

esasen her bir peygamber insan bilincinin bir basamağına karşılık gelir. hz. adem’den son peygambere her bir elçi, aynı zamanda insan bilincinin gelişim basamaklarını ifade eder. zira dış plandaki toplumsal/kolektif bilincin gelişimi ile her bir insan ferdinin bilincindeki gelişim sistematiği özde aynıdır.

mesela kişi bilincin birinci basamağı olan emmareyi kat etmeye başladığında, bilincin aydınlık yönü ibrahim suretinde kendini ortaya koyar. bunun mukabilinde de elbette antitez olarak nemrut manası otomatik olarak üretilecektir. bu kademede olan kişi, rüyasında hz. ibrahimi görebilir veya ibrahim isminde tanıdıkları rüyasına girmeye başlar. hatta günlük hayatta ibrahim ismindeki şahıslara sıklıkla denk gelmesi mümkündür.

mekanizmanın toplumsal boyut itibariyle de işleyişi aynıdır. bir toplum kolektif bilinç olarak emmare mertebesini kat etmeye başladığında, o toplumda hz. ibrahim misali bir zat çıkar ve hakkı ve hakikati ortaya koyar. elbette nemrut misali yöneticiler ve güç sahipleri de harekete geçip ona türlü türlü zulüm ve eziyetleri yapmaktan çekinmezler.

bilincin ikinci basamağında firavun ve hz musa; üçüncü basamağında ise deccal ve hz. isa olarak zuhurlar gerçekleşir. hz. isa’dan az önce de mehdi adı verilen insanları hidayete sevk eden zat çıkar.

insanlık tarihi döngüler halinde ilerlerken, her bir döngüde sözü edilen şahıslar mutlaka çıkacaktır. her bir döngüde hz. ibrahim, hz. musa, mehdi, hz. isa ve bunların karşıtları çıkmak zorundadır. tarihte bu döngüsellik daimi olarak mevcuttur. her döngüde bu olaylar tekrarlanır. kuran’daki peygamber kıssaları da her döngü için geçerli olmaya devam eder.

her döngü bir yecüc-mecüc istilası ile son bulur ve ondan sonra yeni bir döngü başlar. tarihin nihai ve son döngüsünde ise sözü edilen zatların asılları ve en büyükleri gelir. söz gelimi son döngüde gerçek yecüc-mecüc istilası yaşanacaktır; öncekiler misali idi(bir öncekiler moğollar idi, bu döngüde çinliler olacak gibi…). gerçek ve en son yecüc-mecüc’ün ise insansı ama çok daha başka bir tür canlı olduğunu tahmin ediyorum.

not: hadis inkarcıları akıllarınca hadisleri ortadan kaldırarak islamı yorumlamada genişlik kazanmak istemektedirler. ancak bunlar can havliyle yapıştıkları kuran’ın dahi bir adım sonrasında tıpkı hadisler gibi inkara konu olacağını anlayamazlar; çünkü bu yolun sonu oraya çıkmaktadır. zira kuran’ın dahi güya islamı çağa uydurma işinde(!) ayak bağı olacağı kesindir.

bu kafanın sonu, net olarak inkar kutbuna savulmaktır. gerçek çözüm ise başkadır. kuran ve hadisin birinci muhatabı 600’lü yılların araplarıdır. hakikat, 600’lü yılların araplarına göre bir kisveye büründürmüştür kendini. değişmeyen özü ve hakikati, 21. asrın insanına göre yeniden açmak ve yeni bir kisveye büründürmek ise bu işin gerçek çözümüdür. onu yapacak olan ehil zat gelinceye kadar kalbimizi, imanımızı ve pozisyonumuzu korumakla mükellefiz hepimiz.

İsnet.us

Bir ekşi sözlük yazarı olan “isnetus”, ağırlıklı olarak tasavvuf, tarih, siyaset bilimi alanlarına ilgi duyar. Ekşi sözlük ve bu blog haricinde başka bir yerde yazmamaktadır; instagram, twitter ve facebook hesabı da yoktur. Ona, isnetus@yahoo.com adresinden ulaşabilirsiniz. Bununla birlikte Ekşi'de paylaştığı bazı yazılarını https://isnetus.wordpress.com/ adlı sitesinde paylaşarak takipçilerinin yorum ve ilgili konu hakkındaki değerlendirmelerini paylaşabildiği ve farklı açılardaki tefekkürlerini sunup fikir alışverişinde bulunabildikleri bir blogu da mevcuttur.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu