istiğfar-tövbe

İstiğfar

Önceleri günahlarım için istiğfar ederdim.

sonraları günahlardan istiğfarım için istiğfar etmeyi öğrendim.

niçin biliyor musunuz?

emmare seviyesindeki kişi, ister farkında olsun ister olmasın bir tür ilahlık iddiası içindedir. günah adı verilen menfi fiilleri işlediği zaman bunu uluhiyetine yakıştıramaz. ulu tanrı nasıl günah işleyip kendini alçaltır? nasıl kendini kirletir? tez zamanda bu kirden kurtulmalıdır. işte onun istiğfarı bir tür kendini tenzih etme girişimidir.

tevbesi istiğfarı, ağlaması sızlaması, af dilemesi hep bu kapsamdadır. hayalindeki tanrısı istğfar edince hemen onu affeder ve “aferin kulum bana hep böyle gel” der. kimi zaman da bir türlü affa mazhar olamaz. hayalindeki tanrının hep kaşları çatıktır. aslında kendini affedemiyordur öznemiz; işin aslı budur. peki niçin kendini affedemiyor öznemiz? o daha çok iç çatışmalar ve psikolojik süreçlerle ilgili bir durum.

işte emmarenin tevbesinin de istiğfarının da içyüzü budur. bu gerçeği ayetlerle, hadislerle, tasavvufi menkıbelerle örtmenin faydası olmaz. hatta daha beter ve içinden çıkılmaz bir hal alır.

bu noktada tasavvuf büyükleri “varlığından daha büyük günah olmaz” demişlerdir. burada varlıktan kasıt egodur.

vakti zamanında bu hakikat kalbine düştüğünde içimden şöyle geçmişti ” madem yaptığım tüm ameller egomu şişirmek ve kutsamak; kaçındığım tüm günahlar ve istiğfarlarım da egomu tenzih etme girişimi ise ben niye bunlarla uğraşayım ki? niçin daha beter batayım ki? hiçbir şey yapmam ben de”

neyseki İmam-ı Rabbani hazretleri beni ikaz etti. amel yapmamı ve istiğfar etmemi ama bunları görmememi söyledi. tüm bunlar size çelişik geliyor olabilir. aslında çelişik bir durum yok. eğer ameli bırakırsak, “okullar olmasaydı eğitim bakanlığını ne güzel idare ederdim” diyen osmanlı nazırının durumuna düşeriz; diyalektik işlemez ve ilerleme olmaz.

ancak yine de bunlar kalbin idrakına dahildir ve zihinsel süreçler değildir. o yüzden kuru kuru bilmek ve bu çerçevede sorular sormak işe yaramayacaktır. yaşaya yaşaya öğrenmeliyiz. yaşantı için de çok amel gerekir. amel yapmayanlar egosu iyice şişmiş bir laf ebesi olmaktan öteye gidemezler.

İsnet.us

Bir ekşi sözlük yazarı olan “isnetus”, ağırlıklı olarak tasavvuf, tarih, siyaset bilimi alanlarına ilgi duyar. Ekşi sözlük ve bu blog haricinde başka bir yerde yazmamaktadır; instagram, twitter ve facebook hesabı da yoktur. Ona, isnetus@yahoo.com adresinden ulaşabilirsiniz. Bununla birlikte Ekşi'de paylaştığı bazı yazılarını https://isnetus.wordpress.com/ adlı sitesinde paylaşarak takipçilerinin yorum ve ilgili konu hakkındaki değerlendirmelerini paylaşabildiği ve farklı açılardaki tefekkürlerini sunup fikir alışverişinde bulunabildikleri bir blogu da mevcuttur.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu