istiğfar-tövbeAllah'ı Bilmek (Marifetullah)

Tövbe

Tevbenin kişinin varlığında kök salması, dal budak verip uzaması, köklerinin iyice derinliklere inip sağlamlaşması ve gayeye ulaşması, bütün müminleri hiç fark gözetmeden sevmektir. nasıl ki bütün kâfirlere hiç fark gözetmeden buğzediliyorsa..

Abdülaziz Debbağ hazretleri, sâlihlerin bu sözünü naklettikten sonra şöyle bir açıklama yaptı:

kulda bu muhabbet (sevgi hissi) bulunurken Allah tarafından üzerine – istemese de, onu reddetmeyi dilese de – tevbe iner, bu herhalde inecektir, başka türlü olamaz. bunun sebebine gelince, mümin bir kul, diğer mü’min kardeşlerim sevmede bir fark gözetmiyor ki bir kısmını sevsin, bir kısmını sevmesin. ancak kalbindeki bir kin ve düşmanlık desisesiyle böyle bir ayrım yapabilir. o da haset, kibir, bencillik ve benzeri bir kötü duygudan meydana gelir ve bu durumda onun niyeti ve maksadı kötüdür.

nasûh tevbe ise ancak tertemiz bir toprağa ve arınmış bir niyet üzerine iner. kul bütün mü’minleri sevip bütün desiseleri ara yerden kaldırdığında, tevbe derhal onun kalbine iner..

debbağ hazretleri bu mevzuda bir defasında da şöyle buyurdu:

zaten böyle olan bir kimsenin tevbeye ihtiyacı olmaz. çünkü o sevgi genel ölçüde bir muhabbettir ki bütün günahları siler, kalpteki bütün kir ve desiseleri giderir, günaha sebep olan şeyleri atar. şüphesiz ki bu kalbdeki desiselerin en büyüğü ve tehlikelisi haset’tir. ama bu muhabbetle beraber kesin olarak kalmaz.

hased’in en büyük ve tehlikeli desiselerden olduğunu söylememizin sebebi şudur :

bütün günah ve isyanlar haset’ten meydana gelir, dal budak verir. günahların hemen hepsinde haset sebep olarak gösterilebilir. çünkü mal ve evlât cihetiyle senden fazla bir adama ancak haset ettiğin için kızarsın. yine bir adama karşı, ondan daha zengin ve çoluk çocuk sahibi olduğun için büyüklük taslarsın. bunun tek sebebi, sendeki o imkân ve makamın karşındaki adamda olmamasını istemendir. bu da hasedin ta kendisidir. işte böylece bütün günahları hased’e irca’ edip bağlayabiliriz…

soru: efendim, böyle bir kul bütün mü’minleri hiç bir fark gözetmeden sevdiğinde, nerede kaldı Allah için sevmek ve Allah için sevmemek? kaldı ki bu iki husus îmânın bölümlerinden sayılmıştır. çünkü isyankâr bir kimse Allah için sevilmemeye müstehak değil midir? biz böyle bir kimseyi Allah için sevecek olursak, o’na isyan konusunda yanlış bir yol tutmuş, ya da göstermiş olmaz mıyız? yâni isyanın gerektirdiği hususa muhalefet etmiş oluruz.

hazret(Allah razı olsun) cevap verdi:

— günah işleyip isyanda bulunan kimsede buğzedilecek şey onun işledikleri günahlardır, imân üzere olan zatı, temiz kalbi ve devam eden imânı değildir. yâni günah işleyen bir kimseye Allah için kızmanın yolu ve yöntemi, onun şahsı değil, işlediği günahlardır. günahlarına buğzedeceğiz, ama imân üzere olan zatına değil. çünkü onu sevmemizi gerektiren hususlar lüzumludur ve esasında mevcuttur.

günahlarından dolayı ona buğzetmemizi gerektiren hususlar ise sonradan gelmedir,. yani arızîdir. bu durumda ona olan muhabbet kalbimizde yer almıştır. ona olan buğzumuz ise sonradan meydana gelmiştir. o kadar ki biz onun günahlarını gözlerimizin önüne ve düşünce süzgecimize, elbiselerine sonradan asılı kalmış çer çöpe benzetiyoruz. onun zâtını seviyoruz, ama elbisesine asılı kalan, ya da bağlanan çeri çöpü sevmiyoruz.

işte günahkâra bu ölçü içinde buğzetmemize sâri’ müsaade etmiştir, bundan fazlasına değil. ne var ki insanların çoğu zatın dışında kalan fiillere buğzetmekle zatın kendisine buğzetme arasını tefrik edip anlayamamışlardır. bu bakımdan günahkâr bir kimseye nasıl buğzedileceğini bilmezler; şahsın kendisine buğzederler. halbuki zata buğzetme hususunda sadece kâfir hakkında bize emredilmiştir. bir kâfire ve ondan doğacak olan kötü fiillere buğzetmemiz ancak ilâhî emre uygun olur. günahkâr olan mü’mine buğzetmekle emrolunmadık.

(el ibriz’den)

24.09.2020 21:28 ~ 21:35

İsnet.us

Bir ekşi sözlük yazarı olan “isnetus”, ağırlıklı olarak tasavvuf, tarih, siyaset bilimi alanlarına ilgi duyar. Ekşi sözlük ve bu blog haricinde başka bir yerde yazmamaktadır; instagram, twitter ve facebook hesabı da yoktur. Ona, isnetus@yahoo.com adresinden ulaşabilirsiniz. Bununla birlikte Ekşi'de paylaştığı bazı yazılarını https://isnetus.wordpress.com/ adlı sitesinde paylaşarak takipçilerinin yorum ve ilgili konu hakkındaki değerlendirmelerini paylaşabildiği ve farklı açılardaki tefekkürlerini sunup fikir alışverişinde bulunabildikleri bir blogu da mevcuttur.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu