Bilimsel terminolojiye bulayıp işi iyice içinden çıkılmaz hale getirmeye gerek yok. bu mesele incil’de güzel işlenmiştir:
“kelâm başlangıçta var idi, ve kelâm allah nezdinde idi, ve kelâm allah idi. o, başlangıçta allah nezdinde idi. her şey onun ile oldu, ve olmuş olanlardan hiçbir şey onsuz olmadı. hayat onda idi, ve hayat insanların nuru idi.”(yuhanna)
bu ne demektir?
yaratılışın başlangıcında ses vardır, sonra onu görsellik takip eder. yani önce ses geldi sonra görüntü…bize bu olgu başka bir gerçekliği daha hatırlatıyor. varolan her şeyin aslı sestir yani titreşimdir. bunun bilimsel karşılığını ve çağrışımlarını da ilgilisine bırakıyorum. uzman olmadığım bir alana destursuz girmemek adına. lâkin bilimsel formatta olmasa da tasavvufla uğraşan kimse bu konularda ister istemez malumat sahibi olmak durumunda kalıyor.
varlığın temelini oluşturduğu için ses, müzik ve ritm üzerimizde büyük tesire haiz. ancak yanlışa meydan vermeyelim. varlığın temelini oluşturan ses, şu bildiğimiz sesler, havanın titreşimleri vs.değildir. bir bütün halinde varlık okyanusunun dalgalanışıdır.
o dalganın sesini bizim duyabileceğimiz bir hale dönüştürsek ne duyarız sizce?
“hu”, evet “hu” sesi duyarız”
dervişler neden “hu” diye zikrediyor sanıyorsunuz?
http://www.youtube.com/…5aveqf7zxcshqte5g8utspc78vl
