İnançlı bir müslüman olarak belirteyim ki,
din ve tanrı inancı bir sapkınlıktır.
ilk tanrı inancına sahip olan iblis idi. ilk dini de o kurdu.
biz ise tevhide inanıyoruz. din, bir müslüman için sünnetullah bilgisidir; yani evrensel düzenin kurallarıdır.
tevhide inanmak ne demektir?
varoluş tek bir yapıdır.
tek bir fiildir.
tek bir faili vardır.
her şey o’nun esmasının görünümlerinden ibarettir. tüm isim ve resimler altında görünen o’dur ve varoluşta ikinci bir varlık mevcut değildir. bu gerçeğin sözel ifadesi “lâ ilâhe illallah”tır.
insan ise esmaların toplu açığa çıkış merkezidir. o yüzden kainat bir daire ise, insan o dairenin merkezidir. çevre tafsil, merkez icmaldir(toplu görünüm, zip)
bu da insanı adeta hakkın bir sureti yapar.
insan olmadan hakka yol bulmak mümkün değildir. insan, halkı hakka bağlayan bir berzahtır(geçittir).
bu nedenle, insana secde etmek, insana yönelmek, insana uydu olmak, onu merkez kabul etmek hakka ulaşmak için şarttır.
insana secde etmeyen yani ona tâbî olup, uymayan asla hakka vasıl olamaz. zira hem peygamber hem de hakk ancak insanın iç boyutlarından ibarettir. dışına yapışmayan, içine nasıl ulaşsın.
insana secde etmeyen, lanetlenir yani haktan uzak düşer; tıpkı iblis gibi. elbette insandan kasıt insan-ı kâmil’dir.
iblis ne dedi?
“ben tanrıdan başkasına secde etmem, başkasına boyun eğmem” dedi.
bu söz size de çok tanıdık geliyor değil mi? hatta “insana secde edin” dediğimde çok tuhafınıza gidiyor.
anlayın artık, kimin etkisinde nasıl bir dünyada yaşadığımızı; iblisin hükümranlık kurduğu bir dünya…